İHH

9 Temmuz 2010 Cuma

56 yaşında

Uzun zamandan beri ilk defa babamla birlikte otobüse bindim.

Öğrenci pasom olduğu halde basamama izin vermedi, kendisi ödedi.

“sen geç kızım, geç, hadi sen geç”

Otobüsün ortasındaki camın önünde, ayaktayız. bir koltuk boşaldı.

“sen otur kızım, hadi, otur sen”

Oturmadım.

“sen otursana baba?”

10 dakika boyunca karşılıklı kaş göz hareketleri, çeşitli jest ve mimikler aracılığıyla sessizce süren bir oturur musun, oturmaz mısın tartışması …

Mücadeleden galibiyetle ayrılan ben oldum.

Babam oturdu. Yüzü asık.

Babamın yanında oturan amca gelecek durakta inmek üzere ayağa kalktı.

Babamın gözleri anında beni yakaladı ve sessizce boşalan koltuğa oturmamı emretti.

Cam tarafındaki koltuğa oturmam için ayağa kalkan babamın önünden geçip oturdum. Zaten yorgunum. Nasılsa babam da yanıma oturacak…

Derken babam ustaca bir manevrayla kendi oturacağı boş koltuğu yorgun gözüken başka bir amcaya teklif etti.

“Hoppalaa. Neden böyle bir şey yaptın şimdi baba ya?”

amca ne yapsın, memnuniyetle oturdu.

Birkaç durak daha ilerledikçe otobüs kalabalıklaşmaya başladı. 50’li yaşlarda amcalar otobüse akın ediyor…

Normal şartlar altında, usulca kalkıp yerimi 50’li yaşlardaki amcalardan birine bırakmam lazım.

Ama babam ayakta dururken 50’li yaşlardaki başka amcalara yer vermek çok anlamsız geldi.

Pes ettim. Zaten bir ağırlık çöktü, uyku bastırdı.

“56 yaşındasın sen artık baba.” diye düşünürken uykuya dalmışım.

İneceğimiz durağa geldiğimizde babamın omzuma dokunmasıyla uyandım.

İçinde her bişeyimin olduğu 5 kiloluk sırt çantamı boşuna aradım ayaklarımın dibinde.

Sırt çantamı yüklenmiş giden babamın peşinden ben de indim otobüsten.

“56 yaşındasın sen artık baba…” diye geçirdim içimden yürürken.

Duymadı tabii.

3 yorum:

  1. baba şefkati işte.
    Allah uzun ömürler versin..

    YanıtlaSil
  2. , ne kadar zor bazı şeyleri kabullenebilmek. büyüdüğünü, artık cocukluk gözlüklerinin kırılması, babam... ben babama abi derdim küçükken...

    YanıtlaSil